Duygusal Yeme Bozukluğu

Duygusal Yeme Bozukluğu

Hepimizin de bildiği ve deneyimlediği gibi şu sıralar içinde bulunduğumuz süreçte hepimizin ortak derdi olduğunu düşündüğüm bir konuyla başlamak isterim. Hayatımızda kötü, yorucu stresli ve ya kaygılı olarak  geçirdiğimiz bir  süreçte yaşama olasılığımızın fazla ve yoğun olduğu bir konudur. Karnımız tok dahi olsa  sürekli yemek yemek ve bu yemek yemenin sınırlarını fazlasıyla kaçırıp kontrolümüzden çıkma sürecine duygusal yeme bozukluğu ismini veririz.

Biliyorsunuz ki psikolojik olarak şuan ki yaşadığımız durumda evde oturmanın verdiği stres, evde oturmanın verdiği kaygı, istediğimiz şeyleri yapamıyor oluşumuz bizi fazlasıyla etkilemiş olmakla birlikte düşüncelerimizin en yoğun olduğu durumlardan birinde olduğumuz söylenilebilir.  Bu durumdan kaynaklı olarak evde vakit geçirmek amacıyla kendimizi yemek yapmaya, bunları çeşitlendirmeye sonrasında ise oturup yemeye başladığımız bir döngü içerisindeyiz. Kendimizi kötü hissettiğimiz yani kendimize negatif duygu yüklemesi yaptığımız süreçlerde kendimize keyif vermek veya o an yaşadığımız negatif duygu yüklenimini ötelemek ya da yok etmek amacını benimseyerek beynimiz kendine bir çıkış yolu arar. Biz bu çıkış yolumuzu en yakın ve kolay ulaşabileceğimiz sevdiğimiz yiyecekleri tüketerek atlatmaya, geçiştirmeye çalışırız. Oysa bu durum zamanla sevdiğimiz yiyecekleri kahramanız sanıp, onlara bağımlı olmamızı tetikler. Bunun getirdiği etki olarak karnımız acıkmamış dahi olsa kurtarıcımız olarak gördüğümüz yemek aklımıza gelir ve tüketmeye başlarız bu bize rahatlama hissini yaşatır. Bu şekilde rahatlamış hissetmemizin temel sebebi sevdiğimiz yiyecekleri tükettiğimiz zaman salgılanan mutluluk hormonu adını verdiğimiz endorfin hormonumuzun salgılanmasında gizlenmiştir. Bu bizim savunma mekanizmamız haline gelir.

Peki, burada yapmamız gereken şey nedir? 

Burada yapmamız gereken şey öncelikle düşüncelerimizde bizi rahatsız ettiğimiz konudan, duygudan kaçıp saklanmak yerine onun ne olduğunu bulup ona odaklanmaktır. Çünkü siz kaygı duyduğunuz sizi strese sokan herhangi bir duyguyu bastırırsanız bu duygu geçiştirilir ve kısa süreli bir unutulmuşluk hissinden sonra ufak bir detayda tekrar açığa çıkar. Olumsuz duyguların temeline inip yüzleşmeyi tercih ettiğinizde ise bu durumun en temeline inmiş olup onu daha fazla yeşermeden çözüme kavuşturursunuz. Çözüme kavuşturduğunuz zaman beyniniz rahatlama hissinizin sizin yediğiniz şeylerle ile ilgili olmadığını bunun sebebinin o duyguyla yüzleşmek olduğunu anlamış olur. Bunun hazzını yaşayan beyniniz, bir sonraki negatif duygulanımda neyin size uzun vadede iyi geldiğini öğrenmiş olduğu için çözümlerinizde artık bu yolu kullanmaya başlar. Kendinize hiçbir zaman hatırlatmayı lütfen unutmayın, yemek yemek yeni tatları denemek bizim bir keyif saatimiz yeri geldiğinde yeni tatları deneme merakımız olarak hayatımızda kalmalı. Hayatınızdaki her negatif düşüncenin bir çıkış yolu, karanlıkta gözüken bir ışığı mutlaka var bunu aklınızın bir köşesinde lütfen küçük bir not olarak bulundurun, burada  önemli olan sizin kapıyı bulabilmeniz ve sonuca ulaşabilmiş olmanızdır. Bizde daima bu yolda ilerlerken destekçiniz olarak yanınızdayız.

Bengisu Binay
Psikolog